SSI x Edges of Earth – Hong Kong'da Kabuklu Deniz Ürünleri Resifi Dalışı
scuba divingenvironmentmarine conservationshellfish reefshong kong diving
0 views - 0 viewers (visible to dev)
Adam Janikowski
Hayatımızda yediğimiz en iyi yemeklerden, ünlü Mid-Levels semtindeki yürüyen merdivenlerden ve hareketli gece hayatına kadar, Hong Kong gerçekten her şeye sahip . Kültür ve tarih karışımı, şehri keşif ekibimiz gibi yeni gelenler için misafirperver bir yer haline getiriyor. Ancak Hong Kong'da dalış ziyaretimiz sıradan bir ziyaret değildi; Hong Kong'un yüzeyinin altında neler yattığını öğrenmek için bu merkeze gidiyorduk.
Hong Kong'un güzel yeşil alanlarını keşfediyoruz.
Hong Kong topraklarının neredeyse %40'ının kırsal parklara ve doğa rezervlerine ayrıldığını bilmiyorduk. Yürüyüş parkurları ve keşfedilmemiş çalılıkları, beklenmedik vahşi yaşamı ortaya çıkarıyor ve tüm bunlar şehir merkezine çok yakın. 450 kilometrelik çeşitlilikteki kıyı şeridi, birçok kişinin bilmediği bir dizi plaj, dalış noktası ve gizli deniz yaşamı sunuyor; Lantau Adası gibi bazı bölgeler ise henüz keşfedilmemiş sayılıyor.
Hong Kong'un doğu yakasındaki Sai Kung bölgesi, uluslararası alanda bu sporla pek tanınmayan bir bölgede, başlıca dalış noktalarından biri olarak kabul edilir. Genellikle sığdır, nispeten iyi görüş mesafesine ve berrak suya sahiptir (Hong Kong'un batı sularına kıyasla).
Bu arada, İnci Nehri'nin etkisi nedeniyle Hong Kong'un batı yakasında pek dalış yapılmıyor. Koşullar neredeyse her zaman bulanık, siltli ve hayalet ağlarla dolu. Daha da kötüsü, yoğun tekne trafiği ve güçlü akıntılar dalgıçları dalış yapmaktan alıkoyuyor.
Bulanık suları keşfetmek - Hong Kong'da kabuklu deniz ürünleri resiflerinde dalış.
Hong Kong'da dalış için en iyi zaman söz konusu olduğunda, görüş mesafesinin yosunların henüz açmadığı kış aylarında en yüksek seviyede olduğu söylenir. Ancak mevsim ne olursa olsun, su, özellikle batı yakası neredeyse her zaman yeşil görünür. Çoğu dalgıç için burası zorlu bir geçittir. Ama bizim için değil.
Mevsimler yazdan sonbahara dönerken, başımızın üzerinde çılgın bir tekne trafiğinin olduğu yemyeşil, çamurlu, çalkantılı suları keşfetmek için batıya yöneldik. Hong Kong Kaşifler Kulübü Bölümü , Doğa Koruma Örgütü (TNC) ve Hong Kong Üniversitesi'ne bağlı Swire Deniz Bilimleri Enstitüsü (SWIMS) ile birlikte, yerli kabuklu deniz ürünleri resiflerinin son kalıntılarını arıyorduk. Hiçbirimiz böylesine vahşi koşullarda dalmaktan bu kadar heyecan duyacağımızı düşünmemiştik, ama işte buradaydık, "dünyanın sınırları" mantrasını sonuna kadar yaşıyorduk.
1904 yılında kurulan ve merkezi New York'ta bulunan The Explorers Club, dünya çapında şubeleri bulunan bir ağdır. Yüz yılı aşkın süredir, çeşitli alanlardaki bilimsel keşiflere destek veren bir kuruluş olarak varlığını sürdürmüş ve üyeleri arasında dayanışma ve kolektif çaba ruhunu beslemiştir. Kısa süre önce Hong Kong Şubesi'ne kabul edilen ekibimiz , birlikte ilk keşif gezisine çıkmaktan heyecan duydu.
Dünyayı dolaşarak yaklaşık 20 yıllık deneyime sahip okyanus araştırmacısı Adam Janikowski, TNC ve SWIMS ile birlikte destekleyeceğimiz projeye liderlik ediyordu ve beklentilerimizi en başından itibaren yönetmeye çalışıyordu.
En bulanık sularda bile dalış yapmaktan ne kadar heyecan duyduğumuzu görünce, bizim coşkumuza gülmeden edemedi.
Ancak o da aynı düşünceyi paylaşıyor ve Hong Kong çevresinde yaptığı en kötü ve en iyi dalışların hikâyelerini ayrıntılı bir şekilde anlatıyor. Üstelik balık tanımlamadan resif araştırmalarına kadar her şeyin bir amacı var; çünkü o, bir amaca hizmet eden dalışları tercih ediyor.
"Dalış söz konusu olduğunda Hong Kong, Asya'nın diğer bölgeleriyle kıyaslanamaz bile. Aşırı avlanma ve İnci Nehri Deltası'ndan gelen alüvyon nedeniyle en iyi koşulları elde edemiyorsunuz. Ancak bu, dalış yaparken daha dikkatli bakmanız gerektiği anlamına geliyor. Ve baktığınızda, çoğu kişinin asla göremeyeceği şeyleri görüyorsunuz," diye açıkladı Adam.
Hong Kong'un kabuklu deniz ürünleri resiflerinin restore edilmesi.
Bir adım daha ileri giderek, kabuklu deniz resiflerinin bir zamanlar burada geliştiğini ve bu kıyıların açıklarında hayal bile edemeyeceğimiz bir deniz biyoçeşitliliği oluşturduğunu söyledi. İşte bu yüzden TNC ve SWIMS ile birlikte araştırma çalışmalarına liderlik ediyordu, çünkü bu dalış kesinlikle kritik bir amaca hizmet ediyordu.
Okyanus sağlığı için hayati önem taşıyan bu kabuklu deniz ürünleri resifleri, doğal su filtreleri, tortu dengeleyicileri ve yavru balıklar ve diğer deniz canlıları için koruyucu kreşler olarak hizmet veriyor.
Kabuklu deniz ürünlerinin bolluğu, bir zamanlar Hong Kong'un su altı ekosisteminde önemli bir rol oynamış ve canlılarla dolu karmaşık bir yaşam alanı yaratmıştır. Ancak insan etkisi ve çevresel değişiklikler, bu canlıların varlığını önemli ölçüde azaltmıştır.
Günümüzde bu hayati ekosistemlerin sadece denizel biyolojik çeşitlilikteki değil aynı zamanda kıyı dayanıklılığındaki rollerinin de farkına varılarak, bu ekosistemlerin yeniden canlandırılmasına yönelik çabalar yürütülmektedir.
The Explorers Club, TNC ve SWIMS için kabuklu deniz ürünleri resiflerinin restorasyonu çevresel bir zorunluluktan daha fazlasıdır; yaklaşık 7,5 milyon insana ev sahipliği yapan bir şehrin etrafındaki okyanus ekosistemlerini canlandırmaya yönelik bir adımdır.
Bu aynı zamanda bakış açısını değiştirmekle de ilgili; kabuklu deniz hayvanları hakkındaki anlatıyı, yeterince değer verilmeyen bir deniz hayvanları grubundan, hayatta kalmamız için en kritik olanlardan birine dönüştürmekle ilgili.
Haliçlerin ekolojik kalbini korumak.
Kabuklu deniz ürünleri resiflerinde dalış yapmak, berrak su dalışlarından belirgin şekilde farklı, benzersiz bir deneyim sunar. Tatlı ve tuzlu suyun karıştığı haliç ortamlarında gelişen istiridyeler, bu çeşitli yaşam alanlarını yaratır. Acı sularla karakterize edilen bu koşullar, kabuklu deniz ürünleri resiflerini haliçlerin ekolojik kalbi haline getirir. Daha berrak ve tuzlu okyanus sularına hakim olan mercanların aksine, kabuklu deniz ürünleri ışığa ihtiyaç duymaz.
Daha loş ortamlara olan bu tercihleri, ekolojik nişleri olan haliçlerde gelişmelerine olanak tanır. Buna karşılık, Hong Kong'un doğu yakası veya Avustralya'da dalış gibi daha okyanus bölgelerine doğru ilerledikçe mercanlar yaygınlaşır.
Adam kabuklu deniz ürünlerinin değerinden bahsederken, dalış yolculuklarımıza ilk başladığımız zamanlara dönüp bakmadan edemedik. İlk zamanlarda, balina köpekbalıkları , manta vatozları ve yunuslar gibi karizmatik türleri sık sık arıyorduk. Boyutları, ölçekleri, varlıkları ve kişilikleri göz önüne alındığında, bu canlıları doğada görmeyi çok istiyorduk. Heyecan verici ve eğlenceli!
Ancak zamanla ve daha fazla dalışla kendimizi yeni maceralar ararken buluyoruz; daha az bilinen ama bir o kadar da büyüleyici yaşam formlarını görme iştahımız artıyor. Masadaki ortak merakımız, özellikle her birimizin kesin bir hedefi olan dalışlara çıkma konusunda derin bir arzu duyduğu düşünüldüğünde, alışılmışın çok ötesine uzanıyor.
Hiçbirimiz resmi bir bilimsel eğitime sahip olmasak da TNC ile yaptığımız iş birliği, dalgıçların hayati önem taşıyan deniz araştırmalarını desteklemede her şeye rağmen bir yeri olduğunu gösterdi.
Hong Kong'da dalışa gitmeye hazırdık. Ancak önümüzde duran bir engel vardı.
Felaket niteliğindeki Kara Yağmur Fırtınası'ndan sonra dalış.
Şehir, hava durumu uyarı sisteminde sınıflandırılan en şiddetli sağanak yağış türü olan "kara" bir sağanak yağışla boğuşuyordu. İki saat veya daha kısa bir sürede şehri 100 mm'den fazla yağış doyurarak, Hong Kong'un 140 yıllık kayıtlı tarihinde benzeri görülmemiş rekor bir sağanak yağışa dönüştü. Ne şanslıyız!
Bu kadar yoğun yağış, sel, heyelan ve altyapıda yaygın hasar gibi önemli aksaklıklara yol açtı. Ne yazık ki bu, bazı dalışlarımızın iptal edilmesi anlamına geliyordu ve sonunda suya girdiğimizde bunun ne anlama geleceğine zihinsel olarak hazırlanıyorduk.
İyi bir günde görüş mesafesi kötüyse, bu korkunç olacaktı. Adam, koşullar göz önüne alındığında, ellerimizi yüzümüzün önünde görebilseydik şanslı sayılacağımızı söyledi.
Durmak bilmeyen yağmurun dinmesini beklerken, Hong Kong'un büyüleyici denizcilik tarihine daldık. Hikâyeler, ünlü Çinli korsanların cesur maceralarından yerli Lo Ting halkının zengin mitlerine kadar uzanıyordu. Her hikâye, bölgenin geçmişinin canlı dokusunda birer iplik gibiydi ve sularının derinliklerinde olduğu kadar insanlarının kalplerinde de yatan derin mirasa işaret ediyordu.
Keşfetmeyi seviyor musunuz? Öyleyse SSI'ın Asya'da dalış için seçtiği yerlere göz atın.
Hong Kong'un tarihi ve kültürel zenginliğinin gerçek anlamda takdir edilebilmesi için tekrar ziyaret edilmesi gerektiği giderek daha da belirginleşti. Bu şehrin denizle olan köklü ilişkisinin henüz yüzeyini tırmalamıştık.
Lantau Adası'nda karanlığa dalış.
Bir hafta boyunca aralıksız yağan sağanak yağmurun ardından, sonunda Hong Kong'da dalış yapma şansını yakaladık. Sağlam bir araştırma gemisine binip, bir hafta önce hakkında çok şey öğrendiğimiz efsanevi Lo Ting'in yaşadığı söylenen Lantau Adası'na doğru yola çıktık.
Görevimiz, kötü şöhretli korsan cenneti Cheung Chau ile başlayarak, birkaç adanın etrafındaki suları keşfetmekti. Efsanelerle dolu bu adanın mağara benzeri sığınakları, bir zamanlar kötü şöhretli denizcilerin sığınağıydı. Bir zamanlar hareketli kabuklu deniz ürünleri yaşam alanı sayesinde, bu ada Hong Kong'un ekolojik geçmişine bir bakış vaat ediyordu.
Adalara yolculuk, çalkantılı, kontrolsüz deniz ve üzerimizdeki kara bulutların sürekli gölgesiyle başlı başına bir maceraydı. Kötü hava koşulları, göz korkutucu olsa da, olumlu bir yanı vardı: Her zamanki tekne trafiğini azaltmıştı. Koşullar ne olursa olsun, herkes burada olmaktan mutluydu, çünkü Hong Kong'da dalış yapılan her gün güzel bir gündür.
Görüş mesafesi, ya da görüş eksikliği, ekibin karşılaştığı en kötü koşullar rekorunu kırdı.
Sualtındaki bu neredeyse körlük, karanlık derinliklerde temasımızı sürdürebilmek için birbirimize tutunmamıza neden oldu.
Hepimizin tam bir yönünü kaybettiği, yukarıyı aşağıdan, sağı solundan ayırt edemediği anlar oldu.
Yaptığımız en tuhaf dalışlardan biri olmasına rağmen, ekibimiz için kesinlikle yeni bir meydan okuma olduğu için çok canlandırıcıydı.
Bir gözlemciye sıradan kayalar gibi görünen bu kayalar, bu ekip için sığ suların hazineleriydi. Her arkadaş çifti, ellerinde bir keskiyle, yaklaşık 3-5 metre (9-15 fit) derinlikte, kabuklu deniz ürünleri resiflerinin restorasyonuna katkıda bulunabilecek örnekleri özenle seçti. Her çıkış bir zaferdi ve bir tür resifin varlığını ve bunların kurtarılma potansiyelini doğruluyordu.
Toplanan örnekler sadece eser değildi; araştırma ekibinin teorilerini destekleyen kanıtlardı. Kabuklu deniz ürünleri resifleri burada restore edilirse, belki bir gün Hong Kong'da dalış söz konusu olduğunda Batı'nın da Doğu kadar saygı göreceğini düşünmeden edemedik!
Dalış, okyanus sağlığındaki hayati rollerine rağmen genellikle göz ardı edilen türlere odaklanarak güçlü bir mercek görevi görür. Ne kadar çok dalarsak, o kadar çok şey öğreniriz. Kabuklu deniz ürünleri resiflerini bulmak için yaptığımız ilk dalışlar, deniz ekosistemlerinin hassas dengesini gözler önüne serdi ve geri kazanılabilecek nelerin kaldığını anlamamıza yardımcı oldu.
Okyanuslar ve onları nasıl koruyacağınız hakkında daha fazla bilgi edinin: SSI Ekoloji Uzmanı dalgıç olun.
Hong Kong'da dalış yaptığımız süre, bilmediğimiz topraklarda paylaşılan deneyimlerin gücüne dair bir kanıt oldu. Zorlu koşullar, bizi hızla yerel çevrecilerle yakınlaştırdı ve çamurda kalıcı dostluklar kurmamızı sağladı.
Adam'ın bir zamanlar söylediği gibi, "Hayattaki her şey gibi, Hong Kong'da dalış yaparken de emeklerinizin karşılığını alırsınız; dostluklar, deneyimler ve keşifler de dahil."
"Dünyanın uçlarının" gerçek özünü, yalnızca fiziksel bir sınır olarak değil, aynı zamanda bir zihniyet olarak da takdir etmeye başladığımız yer burasıydı. Bilinmeyeni kucaklayan, keşif sınırlarını zorlayan ve dünyanın eşsiz köşelerini paylaşmak isteyen benzer düşünen kaşiflerle anlamlı bağlantılar kuran bir zihniyet.
Buradaki dalışlarımız keşiften öte, dönüştürücüydü; hem doğa dünyasını hem de içindeki yerimizi anlamamızı genişletti. Dalış, bizi çoğu zaman bilinmeyene götüren, yaşadığımız gezegen hakkındaki engin cehaletimizi açığa çıkaran bir yolculuktur. Çevremizdeki her şeye karşı derin bir merak ve bağ uyandırabilen bir çabadır. Hong Kong'da dalışa gittiğimizde tam olarak böyle oldu.
Bir dahaki sefere bir dalış noktası seçerken, neden daha az kullanılan yollara çıkmıyorsunuz, hatta arka bahçenizi keşfetmiyorsunuz? Keşfedilmeyi bekleyen gizli hazineler sizi şaşırtabilir ve hiç beklemediğiniz şekillerde katkıda bulunmanıza olanak tanıyabilir.
—
Andi Cross , SSI Elçisi ve Dünya'nın Sınırları keşif gezisinin lideridir. Bu keşif gezisi, okyanuslardaki olumlu ilerleme hikayelerini ve dünyayı daha bilinçli bir şekilde keşfetmenin yollarını vurgulamaktadır. Keşif gezisinden haberdar olmak için ekibi Instagram , LinkedIn , TikTok , YouTube ve web sitelerinden takip edin.